Bugün 19 Mayıs 2020, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının
101.yıldönümü. Bayramımız kutlu olsun!
3 yıllık bir aradan sonra bloguma devam ediyorum. Nisan 2017
referandumunda Türkiye’nin çok yanlış bir yola girdiğini; “Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi” adı verilen anayasa değişikliğinin ülkemizi kurumsal altyapı
bakımından on değil, yirmi değil, en az yüz yıl geri götürdüğünü ve bunun
ekonomik ve toplumsal bedelinin ağır olacağını söylemiştim. Yaşanan gelişmeler
bu öngörümü maalesef haklı çıkardı. Son üç yıldır sadece iç politikada değil
ekonomide ve dış politikada da ardı ardına krizler ve kayıplar yaşadık.
Geldiğimiz noktada Türkiye’nin çok kapsamlı bir dönüşüme
ihtiyacı olduğu aşikar. Er ya da geç gerçekleştirmek zorunda olduğumuz bu
dönüşüme elimden geldiğince katkı yapmak için yazılarıma tekrar başladım.
Önümüzdeki aylarda aşağıdaki konulardaki çalışmalarımı paylaşacağım:
- 2018’den bu yana devam eden ekonomik krizden çıkış için nasıl bir yol takip etmemiz gerekiyor? 2001 yılında başladığımız ve ilk yıllarda oldukça başarılı olan ekonomik değişim sürecinin devamını neden getiremedik, nasıl getirebiliriz? Türk ekonomisinin 60 yıldır bir türlü çıkamadığı kısır döngüyü nasıl kıracağız?
- Türkiye için istikrarlı, adil, etkin ve toplumun iç dinamiklerinin önünü açan bir siyasi sistem nasıl inşa edilebilir? 2000’li yıllarda ortaya konan “yeni Türkiye”iddiası neden başarısız oldu, “yepyeni Türkiye” neye benzemeli?
- Tarihimizden bugünkü sorunlarımızı çözmemize yardımcı olacak bir şeyler öğrenebilir miyiz? Cumhuriyet tarihi, Osmanlı tarihi, İslam tarihi, Roma tarihi ve genel olarak Avrasya tarihinden çıkarabileceğimiz dersler nedir?
Yorum ve eleştirilerinizi esirgememenizi rica ederim.
Saygılarımla.
Ümit Kumcuoğlu