Son iki yazımda referandum sonuçlarını ve bizi bu noktaya
getiren tarihsel süreci değerlendirmiştim. Şimdi de “bundan sonra ne
yapabiliriz” sorusuna cevap arayacağım.
Bugün Türkiye’nin meselesi demokrasiyi yeniden inşa etmektir.
Bu sorunu çözmeden 2019 seçimleri ya da başka siyasi olaylar üzerinde tartışmak
zaman kaybıdır. Türkiye’de demokrasi hiçbir zaman çok da iyi işlemedi – bu nedenle
geçmişe bakarak bir çözüm bulma şansımız yok. Daha adil, daha insancıl ve daha
etkin bir siyasi sistemi toplumun tüm kesimlerini bir araya getirerek kurmak
zorundayız.
Bunun ilk adımı referandumdaki Hayır cephesinin dağılmadan
ve saflarına yeni kitleleri katarak bir “demokrasiyi inşa” cephesine
dönüşmesidir.
Sadece ismen değil cismen de demokratik olan bir sistem kurmak için en azından aşağıdaki adımları atmamız gerekiyor:
1. Yüksek Seçim Kurulu’nun güvenilirliğinin yeniden tesis edilmesi
2. Bakan ve üst düzey devlet memuru atamalarına TBMM onayı getirilmesi
3. Devlet imkanlarının iktidar partisi lehinde kullanılmasına engel olunması
4. Seçim ve referandum kampanyalarında yazılı ve görsel basının yarışan aday ve partiler arasında adil olarak yer vermesinin sağlanması
5. Hazine yardımının partiler arasında hakkaniyetli dağıtılması
6. TBMM seçimlerindeki yüzde 10 barajının kaldırılması
7. Belediye meclisi seçimlerindeki çıkarmalı sistemin kaldırılması, nisbi temsil sistemi getirilmesi
8. Valilerin merkezden atama yerine iki turlu seçimle belirlenmesi
9. Belediye başkanlığı seçimlerinin iki turlu yapılması
10. Hakim ve savcı atamalarını yapacak olan kurulun bir kısmının TBMM tarafından, bir kısmı da yargı mensupları arasında yapılan bir seçimle belirlenmesi, yürütme organının atama yetkisinin kaldırılması
16 Nisan referandumunda kabul edilen Anayasa değişikliği metni maalesef iyi düşünülmemiş, içinde ciddi tasarım hataları barındıran bir metin. Demokrasiden uzaklaşmanın getirdiği risklere ek olarak devletin etkinlik ve verimlik kaybına uğrama ihtimali çok yüksek.
Hem temsiliyet, hem denge ve
denetleme mekanizmaları, hem de etkinlik ve verimlilikle ilgili zaafları olan
bir siyasi sistemin ekonomi, dış politika ve toplumsal huzur ve barış alanlarında
büyük sorunlara yol açması muhtemel. Bu yanlıştan bir an önce dönüp sağlam bir demokrasi
inşa etmeye girişmek Türkiye’ye hizmet etmek isteyen herkesin ortak paydası
olmalı.