“Medeniyetler çatışması” üzerine bir fıkra vardır: Sivas’ta bir
gün opera sahneye konmuş ve vatandaşın birini zorla seyretmeye götürmüşler. Hayatında
ilk defa böyle bir temsil gören ve çok sıkılan adamcağız çıkışta: “Sivas Sivas
olalı böyle zulüm görmedi” demiş.
Bu haftaki Amerika’nın keşfi tartışmaları bana bu fıkrayı
anımsattı. Fıkradan hareketle, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan hakkında
“Moğollar’ın Bağdat’ı yakıp yıkmasından bu yana kimse İslam’a bu kadar zarar
vermedi” desek yanlış olmaz.
Neden mi?
Saygı duyulacak bir mirası olmayan bir ülkenin liderinin
geçmiş hakkında “atıp tutması” önemli değildir. Zira koruması gereken bir
değeri yoktur. Ama büyük bir değerin mirasçısı olanlar geçmişlerini iyi bilmek
ve hakkını vermek zorundadır.
Amerika’yı Kolomb’dan önce Müslümanlar keşfetti iddiası işte
bu nedenle büyük tahribat yapıyor. Önemli bir parçası olduğumuz İslam
medeniyetinin gurur duyulacak çok şeyi var: Amerika’yı keşfeden Müslümanlar
değil, ama Çin’de İngilizlerin Hong Kong’u kurmasından 900 yıl önce bir ticaret
kolonisini Müslümanlar kurdu. Hukuk devleti, insan hakları ve yargı
bağımsızlığı kavramlarını Batı Avrupa’dan 1000 yıl önce Müslümanlar uyguladı.
Bugün akademik hayatta kullanılan ünvanlar, bunları almak için girilen sınavlar
ve eğitimi veren kurumların kökeni Roma’ya değil 800’lü yıllar Bağdat’ına
dayanır. Dünya ticaretinde en çok tercih edilen ve her yerde kabul gören hukuk
İngiliz hukukundan çok önce İslam hukukuydu. Ortaçağ’da Hıristiyan din alimleri
skolastik düşüncenin derinliklerindeyken büyük bir İslam alimi olmanın ön şartı
büyük bir bilim adamı olmaktı. 1400’lerde başlayan “modern” çağın en etkin ve
başarılı devlet projesi Osmanlı devletiydi.
Bunun gibi verilebilecek çok örnek var, saymakla bitmez.
Ecdadımızla elbette gurur duyalım, kendimizi ve çocuklarımızı daha da iyisini
yapmak için motive edelim.
Fakat geçmişteki gerçek başarılarımızı bilmeden ve öğrenmeye
gayret etmeden, kimsenin ciddiye almadığı gülünç iddialarla ortaya çıkarsak alacağımız
yegane netice dünyada “bu medeniyetin iflas etmiş olduğu” veya “trajikomik bir
karikatüre dönüşmüş olduğu” izlenimini uyandırmaktır.
Madem ki büyük bir medeniyetin mirasçıyız, ciddi olalım,
hakkını verelim. İslam’ı savunacağız derken elimize yüzümüze bulaştırmanın
faturası Türk milleti ve tüm Dünya Müslümanları için ağır olur.
No comments:
Post a Comment