Istanbul’un fethinin yıldönümü Alman meclisinin kararıyla
çakışınca ülkemiz yine bir Haçlı Seferleri tartışmasına daldı. Ancak yazılıp
çizilenler gösteriyor ki Haçlı Seferleri sırasında ne olup bittiğinden
ülkemizde kimsenin pek haberi yok. Eskiden ortaokul müfredatında vardı bunlar,
arada kaldırıldı mı bilemiyorum. 10 maddede önemli ve renkli yönleriyle
hatırlatmak istedim.
1.
Haçlı seferlerinin başarısız olduğu uzun vadede
doğrudur, ama kısa vadede yanlıştır. 1096-1099 arasındaki ilk Haçlı Seferi
hedefine ulaşmış, Kudüs Hıristiyanlar tarafından fethedilmiştir. Kudüs
Selahaddin Eyyubi tarafından 1187’de geri alınmış, ancak 1099’da kurulan Kudüs
krallığı 200 yıla yakın bir süre yaşamıştır. Suriye, Lübnan ve Filistin’de o
günlerden kalma pek çok Haçlı kalesi vardır.
2.
Haçlı seferleri Batı Avrupa’nın silkinişini
simgeler. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra yüzlerce yıl süren
bir ekonomik çöküntü yaşayan Batı Avrupa 9.yüzyıldan itibaren tekrar istikrarlı
bir ekonomik gelişme çizgisi yakalamıştır. Haçlı Seferlerine maddi ve insani
kaynak ayrılabilmesi göreceli bir zenginleşme ve kendine güvene işaret eder.
3.
Haçlı Seferleri bir “özel sektör”
organizasyonudur. Dönemin önde gelen kralları birkaç Haçlı Seferine liderlik
etmişse de genelde seferler genelde Papa’nın çağrısıyla harekete geçen bağımsız
soylular tarafından yürütülmüştür. İslam dünyasının aksine, Avrupa’da merkezi
devlet iradesinin büyük bir askeri mobilizasyon yapabilecek güce ulaşması ancak
16.yüzyılda olmuştur.
4.
Haçlı Seferleri sırasında deniz hakimiyeti Hıristiyanların
elindedir. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Akdeniz’de hakim
deniz gücü Doğu Roma (Bizans) olmuş, ancak Emeviler döneminde Araplar
denizlerde Bizanslılarla başa baş mücadele edecek seviyeye gelmiştir. Akdeniz’deki
Müslümanların rekabetçi durumu 9.yüzyıla kadar devam edebilmiş, Haçlı
Seferlerine gelindiğinde denizde liderlik İtalyanlara geçmiştir. Bu nedenle Haçlı
Seferleri sırasında kayda değer bir deniz savaşı olmamıştır.
5.
Haçlıların Istanbul’u fethedemedikleri için
üzülmeleri söz konusu değildir, zira 1204’te fethetmişlerdir. Bu tarihte
Kudüs’e gitmek için yola çıkan 4.Haçlı Seferi fikir değiştirip Istanbul’u işgal
ve yağma etmiş, sonunda Istanbul ve çevresinde uzun sürecek bir Latin krallığı
kurulmuştır. Istanbul’un zenginliklerinin önemli bir bölümü İtalya’ya
götürülmüştür. Bizanslıların Istanbul’u geri alması 1261 yılındadır. Istanbul’un
Türkler tarafından fethedilmesinin yoluna açan İtalyanların 1204 işgalinin
Bizans’ın belini kırmasıdır.
6.
Pek çok Avrupa ülkesinin bayrağı Haçlı
Seferlerinden kalmadır. İngiltere, Kuzey İrlanda, Danimarka, İsveç, Norveç
gibi. Her Haçlı Seferinin başında, Papa yola çıkanları kutsadıktan onlara
kıyafetlerinin önüne asılmak üzere haç işaretli ve “okunmuş” birer kumaş
parçası verirmiş. Bu uygulama hem Haçlı Seferlerine adını vermiş, hem de pek
çok Avrupalı ülkenin bayrağını oluşturmuştur.
7.
Haçlı Seferlerinin en önemli unsurlarından biri
Normanlardır. Bu Normanlar, biz Türklerin batıdaki muadili gibidir. Vikinglerden
gelirler. Fransa kralları 10.yüzyılda sürekli Fransa kıyılarını istila eden
İskandinavya ahalisine kuzey Fransa’da bir bölge vermeyi teklif eder. Bazı
kabileler bu teklif kabul eder, bugün Normandya olarak anılan bölgeye yerleşir,
Hıristiyan olur ve Fransa kralına bağlılık yemini ederler. Normanlar
Müslümanlarla savaşlarda öncü rol oynar, Sicilya’dan Kudüs’e kadar pek çok
uçbeyliği, hatta krallıklar kurar ve yönetirler. 1066’da Norman beyi “Fatih”
William İngiltere’deki karışıklıklardan istifade ederek İngiltere’yi istila
eder ve bugünkü İngiliz dil ve kültürünün temelleri atılır.
8.
Haçlı Seferleri Avrupa ile İslam dünyası
arasında önemi bilgi alış verişlerine imkan vermiştir. Örneğin vakıf sisteminin
İslam hukukundan Avrupa hukukuna bu dönemde geçtiği söylenir.
9.
Haçlı Seferlerinin başlangıçtaki amaçlarından
biri Bizans’a başta Selçuklular olmak üzere doğusundaki Müslüman devletler
karşısında yardım etmekti. İlk Haçlı Seferinin 1071 Malazgirt savaşından kısa
bir süre sonra olması tesadüf değildir. Ancak Haçlı ordularının düzensiz ve
disiplinsiz yapısı Bizans için risk oluşturmuş, seferler hiçbir zaman bir Batı
Avrupa / Bizans ortaklığına dönüşmemiş, 1204’te Haçlıların Istanbul’u ele geçirip yağmalamasıyla birlikte Bizans toplumuna tamir edilemeyecek bir hasar verilmiştir.
Avrupa / Bizans ortaklığına dönüşmemiş, 1204’te Haçlıların Istanbul’u ele geçirip yağmalamasıyla birlikte Bizans toplumuna tamir edilemeyecek bir hasar verilmiştir.
10.
Haçlı
Seferleri sırasında Kudüs’ün Müslümanlar için çok da önemli görülmediğini
anlıyoruz. I.Haçlı Seferinde Kudüs kaybedildikten sonra geri almak için İslam
dünyasında büyük bir seferberlik yaşanmamıştır. Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü geri
aldıktan sonra Avrupalıların çabaları devam etmiştir. Altıncı Haçlı Seferi
sırasında seferi komuta eden Kutsal Roma (esasen Alman) İmparatoru II.Frederick
ile Mısır, Filistin ve Suriye hakimi Eyyubi devleti hükümdarı El Kamil ihtilafı
müzakereyle çözmeye karar vermişlerdir. El Kamil, Mısır ve Suriye’ye bir daha
gelmemeleri ve Mescid-i Aksa’nın kontrolünün Müslümanlarda kalması şartıyla
Kudüs’ü Haçlılara vermiş, ayrıca Kudüs ile Akdeniz arasında bir güvenli geçiş
koridoru oluşturulmuştur.
Haçlı Seferleri hem Avrupa, hem de Ortadoğu’da büyük bir
tahribata yol açmıştır. Öte yandan İtalya ile İslam dünyası arasında ticari ilişkilerin
başlamasını Haçlı Seferlerine borçluyuz. Belki de en önemlisi, 1204 Istanbul
işgal ve yağmasının ardından Bizans’ın Hıristiyan Avrupa’nın sınır bekçisi
olmaktan çıkmasıyla Rum Ortodoks dünyasının İslam dünyası ile farklı ilişkiler
kurmasının yolu açılmıştır.
No comments:
Post a Comment