Doğma büyüme Fransız olan Paris teröristleri İslam alemine,
tüm Müslümanlara mal edilemez.
Arap halklarına mal edilemez. “İslamcı”, “siyasi İslamcı”, “İslami”,
hatta “İslam devrimcisi” olduğunu iddia eden siyasi hareketlere de peşinen mal
edilemez.
Ama:
Paris teröristleri, IŞİD, El Kaide, Taliban, Boko Haram
arasında bir ortak payda olduğu da aşikar.
Nedir bu ortak payda: yüzeysellik, dar görüşlülük,
farklılıklara düşmanlık ve pan-İslamizm.
Çok karmaşık dünyayı çok basit sloganlarla açıklamaya
çalışıyorlar. Kendi akıllarına o anda esenin dışında hiç bir görüşü
dinlemiyorlar. Farklı düşünenlere, hatta herhangi bir şey düşünenlere
düşmanlar. Tüm İslam alemini kendilerine itaat etmek zorunda olan bir birlik
olarak hayal ediyorlar. Özetle, adamlar “arızalı”.
Arızalılarla Avrupa ve İslam alemi arasındaki ilişki ne?
Arızalılar şu soruya takılmış durumdalar: “neden ecdadımız
dünyayı fethetmişken; bilimde, sanatta, devlet yönetiminde ve yaşam kalitesinde
dünyaya liderlik ederken biz bu haldeyiz?”
Aslında bu soru İslam aleminde herkesin içini yakıyor. Arızalılar
bu bakımdan İslam aleminin genelinden farklı değil.
Öte yandan kontrolü kaybetmelerinin, şiddete eğilimlerinin
nedenlerini içinde yaşadıkları ekonomik ve sosyal koşullarda aramak gerekiyor.
Bu koşulların oluşmasında ise Paris teröristleri için Fransa’nın, Taliban için
Afganistan’ı işgal eden dış güçlerin, IŞİD içinse hem Saddam/Esad ikilisinin
hem de işgalcilerin sorumluluğu var.
Sorunu çözmek için her iki koldan ilerlemek şart: hem
ekonomik ve sosyal koşullar iyileştirilecek, hem de tüm İslam aleminin içini
yakan soruya samimi bir yanıt verilecek. Birinci konuda Avrupa ve ABD’nin,
ikinci konuda İslam aleminin rolü daha büyük, ama her ikisinde de işbirliği ve
diyalog şart.
Soruya potansiyel bir cevap: http://www.hurriyetdailynews.com/why-muslims-fell-behind-economically.aspx?pageID=449&nID=74702&NewsCatID=430
ReplyDelete