Amerika Birleşik Devletleri’nde de, Türkiye’de de okul
öğrencileri güne and içerek başlar. Öğrenciliğim döneminde Andımız’ı severek
okumuşumdur.
Türkiye’deki and metni şöyle:
“Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek,
ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ey büyük Atatürk;
açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime
ant içerim. Ne mutlu Türküm diyene!”
Amerika’daki and ise şöyle:
“I pledge allegiance to the flag of the United States of
America, and to the Republic for which it stands, one nation (under God),
indivisible with liberty and justice for all.”
Tercümesi:
“Amerika Birleşik Devletleri bayrağına ve onun temsil ettiği
cumhuriyete, herkese özgürlük ve adalet sunan, (Allah’ın altında) bölünmez tek
millete bağlılık sözü veririm.”
“Under God” / “Allah’ın altında” ifadesi parantez içinde,
çünkü Amerika’daki dindarlık/laiklik tartışmaları çerçevesinde and metnine bazı
dönemlerde dahil olmuş, bazı dönemlerde dahil olmamış.
İki and arasında dikkat çekici fark şu: Türk andında
bireyler devlete karşılıksız olarak birşeyler veriyor. Halbuki Amerikan andında
devletin herkese özgürlük ve adalet sağlama yükümlülüğünün altı çiziliyor.
Türk andının temel felsefesi “birey var olduğu için devlete ve
topluma karşı yükümlülükleri vardır”. Oysa Amerikan andının felsefesi “devlet
ve toplum bireye özgürlük ve adalet sağladığı için bireyin devlete ve topluma
karşı yükümlülükleri vardır”.
Aradaki fark insan hakları ve demokratikleşme alanlarında
yaşadığımız zorluklarının kaynağını çok net bir şekilde ortaya koyuyor, değil
mi?
No comments:
Post a Comment