HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş bu hafta Ruşen Çakır’a
verdiği röportajda HDP’nin genel seçime bağımsız adaylarla değil parti olarak
girmeyi planladığını söyledi.
Demirtaş, “barajı geçememe riskini nasıl alıyorsunuz” mealinde
bir soruyu yanıtlarken şöyle diyor:
“Savunduğumuz şeylerin yüzde 10 bile değeri yoksa varsın parlamentoda olmayalım. Biz değil parlamentonun kendisi düşünsün.”
“Savunduğumuz şeylerin yüzde 10 bile değeri yoksa varsın parlamentoda olmayalım. Biz değil parlamentonun kendisi düşünsün.”
HDP parti olarak seçime girerse ne olur? Barajı geçtiği ve
geçemediği senaryolarda milletvekili dağılımı nasıl olur? Düşünecek bir şeyi
olan kim?
Önceki yazımızda barajın kalkması halinde ne olacağını
incelerken kullandığımız iller seviyesinde detaylandırılmış seçim modelimizle
cevaplandırmaya çalışalım.
Genel seçimlerde oyların dağılımı hakkında basit bir
varsayım yapalım. HDP Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın aldığı
oylardan her ilde %0,5 daha yüksek oy alsın. CHP ve MHP 2011 genel ve 2014 yerel
seçimlerinde aldıkları oyların ortalamasını alsın. SP 2014 yerel seçimlerinde
aldığı oyu korusun. Akparti de bu dört partinin aldığı oylar dışında kalan tüm
oyların %95’ini alsın.
Bu varsayımla Türkiye çapında oy dağılımı şöyle olur:
Akparti %44,2 – CHP %25,8 – MHP %15,4 – HDP %10,3 – Saadet
%2,8
Bu oy dağılımı ve mevcut kanunda yer alan %10 barajı, nisbi
temsil sistemi ve d’Hont formülü uygulandığında ortaya çıkan milletvekili
dağılımı şöyle:
Akparti 282 – CHP 136 – MHP 73 – HDP 59
HDP Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’ın aldığı oy
oranını alarak az farkla barajın altınfa kalırsa sonuç şöyle değişiyor:
Akparti 331 – CHP 143 – MHP 76
Yani HDP’nin seçime parti olarak girip barajı geçememesi
sadece Kürt hareketinin parlamento dışında kalmasına değil Akparti’nin Anayasa
değişikliklerini referanduma götürecek bir çoğunluğa ulaşması ihtimalini ortaya
çıkarıyor.
Bu durum seçim sath-ı mailine girildiğinde kararsız
seçmenler üzerinde etkili olabilir. “Akparti’nin sistem değişikliğine
gidebilecek bir çoğunluğa ulaşmasını istemiyorsanız HDP’ye el verin” şeklinde
bir kampanya görebiliriz.
HDP’nin seçime parti olarak girme kararını “hodri meydan
demek” ya da “kararsız seçmeni kafakola almak” olarak niteleyebiliriz.
Seçime daha altı ay var, ama Türk siyasetinde şimdiden her
gün çok ilginç gelişmeler oluyor.
No comments:
Post a Comment