Friday 30 April 2010

Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye'nin Yeri

Ermeni meselesinde, Kıbrıs meselesinde ve daha pek çok meselede ABD ve AB zaman zaman Türkiye’yi “Batı dunyasından dışlanmak” ile tehdit edegelmiştir.

1945-1990 arası dönemde bu tehdit oldukça ciddi idi. Süper güç Sovyet Rusya’dan çekinen, tüm komşuları ile kavgalı, fukara Türkiye için Batı ittifakından dışlanma riski göz ardı edilemeyecek bir risk idi.

2010 yılında ise çok farklı bir dünyaya bakıyoruz. Bir yanda ABD ve müttefikleri var. ABD'ye ne çok yakın, ne de çok uzak olarak yeni süper güç Çin var. Öbür yanda muhalif otoriter devletler var: Rusya gibi büyük, İran gibi orta boy, Venezüela gibi küçük devletler. Fakat yükselen yeni bir grup ülke daha var: batılı olmayan, hızla kalkınan, bağımsız, barışçı ve demokratik devletler. Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Güney Kore.

Türkiye batıdan dışlanırsa kimsenin kucağına düşmez, bu saydığımız grup içinde yerini alır. Ekonomi ve finans çevreleri şu anda bile Türkiye’nin bir ayağını burada görmektedir.

Batı ittifakında kalmak için tek taraflı bedel ödeme dönemi bitmiştir. Adil şartlarda, eşit bir ortak olarak yer alacaksak elbette AB içinde ve batı ittifakinda yolumuza devam etmek isteriz. Ama bunun için önümüze bir fatura gelirse yırtıp atmaya tereddüt etmeyiz.

Bu duruş, çok çeşitli siyasi görüşlere sahip Türk vatandaşlarının üzerinde tartışmasız uzlaşma içinde olduğu ender konulardan biridir.

No comments:

Post a Comment