Monday 24 May 2010

Davutoğlu'nun Forum Istanbul konuşması

Cuma günü Forum Istanbul’da Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasını dinledim.

Verdiği mesajları özetlemek gerekirse:

- Uluslararası sistem katılımcı olmalıdır, zira meşruiyeti katılımcılığından gelir. 2.dünya savaşı sonrası kurulan düzen meşruiyetini ve işlerliğini kaybetmiştir.

- İran meselesi bizi etkiliyorsa söz söyleme hakkına sahibiz. Sonuçlarına katlandığımız süreçlerin akışına da katılmamız gerekir. Söz sahibi olmadığımız kararların salt uygulayıcısı olmamız beklenmesin.

- Bu mantıkla sadece İran değil, Gürcistan krizine de müdahil olduk. Krizleri patlak vermeden yönetmek gerekir. Başka bir örnek, Bosna’daki Bosna-Sırbistan-Türkiye danışma sürecidir.

- Yeni bir Türk vizyonu ortaya koyuyoruz. Köprü olmakla yetinmeyeceğiz. Krizlere tepki veren ve bedek ödeyen ülke olmayacağız. Söz söyleme ve kararlara katılma hakkımızın takipçisi olacağız.

- Biz AB’den daha hızlı, gerekirse saatler içinde hareket edebiliyoruz.

- Türkiye bir merkez ülkedir. Hem Avrupalı, hem Asyalı, hem de Afrikaya komşuyuz. Biz ilgilenmemeye çalışsak da konular bizi ilgilenmeye mecbur bırakıyor. Sırbistan'da Sancak’tan Afganistan'da Belh’e insanlar bizden taleplerde bulunuyor.

- Edirne-Üsküp, Antep-Halep, Musul-D.Bakır, Artvin-Batum hatlarında entegrasyon olması mülteciler yerine işadamlarının seyahat etmesini sağlar.

- Merkez ülke olmanın gereklerini yerine getireceğiz:
o İç siyasi yapıyı doğru yere oturtuyoruz. Özgürlük ve güvenliği vatandaşımıza birlikte vereceğiz.
o Komşularla sıfır sorun: bu konuda naif değilim. Sıfır sorun demek sorun olduğunda üçüncü partileri dahil etmeden sorunu komşumuzla aramızda çözecek kadar yakın bir ilişkiye sahip olmaktır.
o İnsanların serbest dolaşımı: mallar gibi insanlar da serbest dolaşabilmeli, insanımız gerektiğinde istediği ülkeye bir günde gidebilmeli. Almanya-İtalya çizgisi ile Rusya/Hindistan/Çin arasında başka büyük ülke yok, burada işadamlarımızın rahat hareket etme imkanına sahip olmasını sağlamamız gerek.
o AB meselesi: AB üyeliği ile merkez ülke vizyonu arasında çelişki yoktur. AB bölgede daha etkin olmak için bizi almalı. Ama Avrupa’da da katılımcı ve belirleyici olmak istiyoruz.

- Her uluslararası rejim Türkiye’de de izdüşümünü yaratır. Westphalia uzlaşması / Köprülü reformları, Viyana Kongresi / Tanzimat, 1.dünya savaşı / Cumhuriyet, 2.dünya savaşı / Demokrasi. 1990’larda da yeni sayfa açılmalıydı, geciktik.

- Stratejimiz uyarınca BM güvenlik konseyinde, G20’de, Medeniyetler İttifakı’nda, NATO ve Avrupa Konseyi gibi kurumlarda paralel çalışmalar yapıyoruz.

- Sloganımız Atatürk’ün bakışından hareketle: “Hatt-ı diplomasi yoktur, sath-ı diplomasi vardır. O satıh bütün dünyadır.”

Bu şekilde ilk defa BM güvenlik konseyi üyelerinin bölge ülkeleri ve büyük demokrasiler ile istişare etmeden karar almaya çalışmasının gayrımeşru olduğunu açıkça ifade etmiş oldu.

Davutoğlu konuşmasının sonunda salondaki tüm yerli ve yabancı dinleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Bu da sanırım MHP ve CHP’nin de bu konularda farklı düşünmediğine ve bu pozisyonun yabancılara garip gelmediğine işaret ediyor.

No comments:

Post a Comment