Monday 24 August 2015

Yeni Türkiye'yi hep birlikte inşa etme zamanı

Memlekette işler iyi gitmiyor, üzülüyoruz, kızıyoruz.

Tayyip Erdoğan yarattığı kaosun ağırlığı altında ezilmeye başladı. Er ya da geç kendi kendini tüketecek. Bu sırada Türkiye zarar görüyor ve görmeye devam edecek.

Ancak her şeye rağmen hayat devam ediyor. Tüm bu çalkantılar geçtiğinde ayakta kalanların yeni Türkiye’yi inşa etmesi gerekecek. İşimiz zor, onun için şimdiden işe koyulmak lazım.

Ne yapacağız?

Öncelikle bir daha tek adam yönetimi kurulmasına imkan tanımayan, herkesin kolayca siyasete girebileceği ve tüm siyasetçilerin amasız fakatsız düzenli hesap vereceği bir anayasal düzen kuracağız. Partiler içi ve partiler arası siyasetin işleyiş kurallarını parti liderleri veya müdavimlerinin değil seçmenlerin menfaatlerine göre koyacağız.

Kamusal alanla ilgili her kararın mümkün olan en alt seviyede verileceği bir sistem kuracağız. Vatandaşlar sadece kendilerini ilgilendiren konularda tamamen özgür olacak. Mahalleyi ilgilendiren konular mahallede, ilçeyi ilgilendiren konular ilçede, ili ilgilendiren konular ilde çözülecek. Ankara’daki merkez sadece en büyük ve karmaşık problemlerle uğraşacak.

Millet olarak en büyük zaafımız eğitim sistemimiz. Kapsamlı bir eğitim seferberliği yapacağız. 4 yaşından 18 yaşına kadar herkese ücretsiz ve bugünkünden daha kaliteli bir eğitimi hızla sağlamamız gerekiyor. Bu yaş gurubundaki 20 milyon öğrenci için en az 1.5 milyon öğretmene ihtiyaç var. Doğru yetkinlikteki gençleri öğretmenlik mesleğine cezbedebilmek için öğretmen maaşlarına ciddi kaynak ayırmak gerekiyor – maliyeti yılda 80 milyar lira civarında. Merkez bütçesinde her şeyi bir yana bırakıp öncelikle bu kaynağı ayıracağız. Eğitimde merkezi ve yerel idare arasında işbölümü olacak - merkez öğretmenleri finanse edecek ve temel müfredatı belirleyecek. Geri kalan tüm ihtiyaçları yerel idare sağlayacak.

Bizi en çok ayıran, bölen meselelerde anlaşamamakta anlaşıp birlikte yaşamanın yolunu bulacağız. İsteyen Kürtçe eğitim alacak, isteyen Türkçe. İsteyen mahalle cami yapacak istemeyen yapmayacak, kimileri kilise veya cemevi yapacak. Diyanet işleri yerelleşecek ve tek tip olmaktan çıkacak. Şiddete başvurmayan protesto eylemleri serbest olacak.

Suriye meselesinde dış dünyadan fazla bir yardım gelmeyeceğini, her etnik ve dini gruptan Suriyelilerle ve genel olarak Kürtlerle baş başa olduğumuz gerçeğiyle yüzleşeceğiz. Komşular, kardeşler olarak kendi göbeğimizi keseceğiz. 3.5 milyon Suriyelinin geri dönebileceği büyüklükte bir alanı kendi imkanlarımızla zaptedip onlara tahsis edeceğiz, geçiş döneminde tüm bu insanlara maddi ve manevi yardım sağlayacağız.

Sosyal dayanışmayı ayrımcılık uygulamadan tüm vatandaşlar yekvücüt olarak yapacağız. Ulusal sağlık sigortası %100 kapsama düzeyine ulaşacak. Kişi başı 100 lira gibi mütevazı bir seviyeden başlamak üzere vatandaşlık maaşı uygulamasını deneyeceğiz.

Dış politikada sadece vatandaşlarımızın uzun vadeli menfaatini savunacağız. Dini veya laik, yerel veya evrensel hiç bir ideolojinin takipçisi olmayacağız. Yapıcı ve rasyonel olacağız.

Ekonomide daha şanslıyız, zira makul bir sistemin temelleri 2001’de atıldı. Ama istikrar programının ardından bir kalkınma programı oluşturamadık. Aslında zor değil, oluşturabiliriz. Amaç çalışan herkes için bir fırsatlar ülkesi olmak – bu yolda girişimin ve girişimcinin önünü açacağız.

İmtiyaz ve iltizam ekonomisini sona erdireceğiz. Kimse devletten aldığı imtiyazla vatandaşı haraca keserek para kazanmayı hayal bile edemeyecek. İmar rantı ne mal sahiplerine, ne proje şirketlerine, ne de siyasi partilere bırakılacak – doğrudan vatandaşa dağıtılacak.

Her şeyden önemlisi, eski siyasi sistemimizin çökmüş durumda olduğunu bileceğiz. Bizi yönetecek, sorunlarımızı çözecek “birileri” yok. O biziz. Kamu hizmetlerinin sadece ücretli kişilerce karşılanmasına imkan yok, vatandaş – seçmen – vergi mükellefi olarak iş başa düşüyor.

Herkes kendi beldesinde muhtar, okul yönetim kurulu üyesi, imar kurulu üyesi, kamu denetçisi, belediye meclisi üyesi, sosyal yardım görevlisi – hatta gerekirse asker ve polis olarak görev yapmaya hazır olacak. Cumhuriyet işte bu demek – 1920’lerde kurmayı hayal ettik, kurmaya başladık, ama tamamlayamadık. Bundan sonra kuracağız ve yaşatacağız.

Özet olarak ahval ve şerait böyle. Yarından itibaren boş durmak yok, herkes konusunu seçip çalışmaya başlasın. Çünkü başka Türkiye yok.


No comments:

Post a Comment