Wednesday 25 November 2015

Rusya – Türkiye krizinde her iki tarafın da eli zayıf



Rus uçağının Türkiye-Suriye sınırında düşürülmesi bölgede tansiyonu hiç beklenmedik şekilde yükseltti.

Ruslar uzun zamandır Türkiye’yi hiç kaale almadan Suriye’nin kuzeyinde çok iddialı hava operasyonları yapıyordu. Öyle görünüyor ki bunca zamandır Suriye’de her tacizi sineye çeken, sözünün arkasında duramayan bir Türkiye’nin aniden bir kırmızı çizgi çekip arkasında durmasını beklemiyorlardı. Söylemleri şiddetli, eylemlerinin aynı şiddette olup olmayacağını göreceğiz.

Ancak dünden beri yapılan analizlerde bence yeterince dikkate alınmayan bir husus var: sadece Türkiye’nin değil, Rusya’nın da eli zayıf.

Türkiye’nin, özellikle de AKP iktidarının zaafları son bir yılda zaten açıkça ortaya çıkmıştı. Türkiye’nin Suriye stratejisi gereksiz yere mezhepçi bir eksende oluşturuldu. İddialı bir söylemi tamamlayacak bir risk iştahı yok. Bölgedeki istihbaratımız en iyi ihtimalle vasat. Suriye’nin dinamiklerini iyi hesaplayamadık. Batı ittifakı ile faydasız sürtüşmelere girdik. Kürt fobisi hem siyasilerin, hem de asker ve sivil bürokratların vizyonunu daraltıyor. Belki de en önemlisi, ülkemizin siyasi sisteminin iç meseleleri çözmekteki beceriksizliği dış politikadaki hareket alanımızı daraltıyor.

Bu zaaflarımız Rus uçağının düşürülmesinin ardından basında ve sosyal medyada bir korku havası esmesine yol açtı. Hükümet de olay sonrasında mümkün olduğunda alttan almayı tercih etti.

Kanaatimce olay çok fazla büyümeyecek, zira süregelen güç gösterilerinin aksine, Rusya’nın da eli hiç sağlam değil. Bunun pek çok nedeni var:

1.      Petrol fiyatı 50 dolara inmişken ve uzunca bir süre buralarda kalması beklenirken, Rusya’nın mali durumu çok zayıf. Ortadoğuda uzun süreli bir askeri macerayı finanse edebilecek bir kaynakları kesinlikle yok.

2.       Rusya’nın “insanlık adına” IŞİD ile mücadele ettiği tezini dünyada kimse ciddiye almaz. IŞİD elbette çağdışı ve barbar bir örgüt, ama Rusların sicilinin de IŞİD’den farkı yok. Gürcistan’dan Çeçenistan’a, Ukrayna’dan Suriye’ye Rusya IŞİD’den çok daha fazla sivilin katledilmesinden sorumlu. Putin’in Rusya içindeki en yakın Müslüman müttefiki Ramazan Kadirov’un sicili de cabası.

3.       Gaz konusunda Rusya’nın seçenekleri sınırlı, çünkü Türkiye gazı geçmişteki kötü pazarlıkları ve saydamlıktan yoksun süreçleri nedeniyle başka hiç bir ciddi ülkenin tahammül edemeyeceği kadar yüksek bir fiyattan satın alıyor. Gazı kesmenin Rusya’ya maliyeti çok yüksek, ortada alternatif müşteri yok.

4.       Başta Katar ve İran olmak üzere pek çok ülke Rusya’dan pazar payı kapmak için fırsat bekliyor. Gaz konusunda zorda kalan bir Türkiye’ye İran yaptırımlarını dayatmak mümkün olmaz.

5.       Avrupa’nın kapısına dayanmış milyonlarca göçmen esasen Esad’dan kaçıyor. Esad’lı bir çözüm, Avrupa’nın mülteci sorununun büyüyerek devam etmesini sağlar. Rusya’nın Suriye’de zorladığı çözümler Avrupa’ya iç siyaset bakımından kaldıramayacağı bir maliyet yüklüyor.

6.       Amerika’daki anti-Putin hissiyat yaygın. Sadece Obama’nın konuşmalarına bakmayın, Cumhuriyetçi Parti başkan adayları arasındaki münazaraları bir dinleyin, başta Ted Cruz olmak üzere Donald Trump, Carly Fiorina gibi şahin adayların neler dediğine dikkat edin.

7.       Boğazlardan sadece tanker geçmiyor, Rusya’nın sınır ötesi askeri yapılanmasının belkemiği bu deniz trafiği. Türkiye Montreux anlaşması nedeniyle Boğazlardan geçen Rus gemilerinin geçişine müdahale edemiyor, ama açık bir askeri tehdit durumunda bu denklem değişir.

8.       Rusya Türkiye ekonomisi için hayati önemde, ama bu bağımlılık karşılıklı. Rusya’nın Türkiye’deki yatırımları Türkiye’nin Rusya’daki yatırımları kadar önemli: nükleer santral, Karadeniz boru hatları ve Turkcell.

9.       Rusya’nın Ortadoğu ve Orta Asya’daki müttefiklerinin tamamı zorlu birer İslamcı muhalefetten muzdarip. Tayyip Erdoğan’ı ezmeye çalışan bir Rusya sadece Mısır’da değil Özbekistan’da, Türkmenistan’da, Kırgızistan’da da müttefiklerinin sorunlarını büyütür.

Hal bu iken Rusya’nın pozisyonu da hiç iç açıcı değil.

Aslında Suriye’de yaşanan olayın sebebi de Rusya ve Türkiye’nin bu zayıf elleri farklı şekillerde oynamasından kaynaklandı. Hatırlarsanız, Suriye krizinin başlarında Rusya Suriye’ye fazla müdahil olmadı, Türkiye’ye geniş bir manevra alanı bıraktı. Bunun sebebi, Rusya’nın Türkiye’nin arka bahçesinde askeri maceralara girişmesinin fizibilitesi olmamasıydı. Fakat Türkiye Suriye’de o kadar başarısız bir politika izledi ki, Rusya Türkiye’nin çok konuşup sözlerinin arkasında duramayan bir devlet olduğu kanısına vardı. Adım adım hareket alanını genişletti ve Türkiye’yi devre dışı bıraktı.

Türkiye, elindeki imkanların çok altında bir performans gösterdi. Rusya ise zayıf eline rağmen rakiplerini sindirdi. Ancak gelinen noktada Rusya uzun süre sürdüremeyeceği bir şekilde “açıldı”. Türkiye’nin beklenmedik reaksiyonu işte tam bu nedenle Rusları kızdırdı. Rusya elbette ki Türkiye’ye büyük zarar verecek hamleler yapabilir, ama bunların Rusya’ya maliyeti de çok yüksek. Amerika’nın (ve perde arkasında Almanya’nın) Rusya’yı her alanda zor duruma düşürmek için fırsat kolladığı bir ortamda intikam peşinde koşmak Rusya’ya da telafi edilmeyecek kadar zarar verir.

Bu durumda her iki ülkenin de sakin olup rasyonel bir kar zarar muhasebesi yapmasında fayda var. 1914’ten ders alalım: o zaman İngiltere ve Almanya arasındaki dünyaya hakim olma mücadelesine fakr-ü zaruret içindeki hakları ve zayıf ekonomilerini dikkate almayarak dahil olan Osmanlı devleti ve Rus çarlığı el ele yıkıldılar. Son yirmi yılda ise iki ülke aralarındaki düşmanlığı rafa kaldırarak bölgede ve dünyada daha etkin olma fırsatı yakaladılar.

Suriye’de çözümü Türkiye ve Rusya birlikte oluşturmalı, ne Batılıların ne Suudilerin ne de sözde İslamcı teröristlerin ekmeğine yağ sürmemeli.


1 comment:

  1. bence hem zaman nedeniyle hemde içerdiği gerçekler bakımından revize edilmesi gereken bir yazı. Kapalı olan yerleri sanki amerikanın gözünden bakıyor. gürcistanın sayılması bu durumu destekliyor. Rusya demokratik bir güç değil zaten sadece ABD ekseninin karşısındaki güç ve ABD tarafından tecrit ediliyor. ve bu tecritlerde İslam coğrafyası ve İslamiyet kullanılıyor. ayrıca bizim de çok acımalı "yurtta sulh cihanda sulh" düsturuyla davrandığımız söylenemez. yazılış amacını ve ne dediğini anlamak mümkün değil. saf değiştirme niyetiniz varsa çok sdaha sert yazmalısınız.

    ReplyDelete