Monday 2 November 2015

1 Kasım seçimlerinin ardından ilk tespitler

1 Kasım 2015 seçimleri milletmiz için hayırlı olsun!

AKP 7 Haziran’a oranla oylarını yüzde 8 artırarak tek başına iktidara geldi ve herkesi şaşırttı. Tüm kamuoyu araştırma şirketleri ve tüm parti yönetimleri gibi ben de sonucu tahmin edemedim. Siyaset bilimci olarak sadece üç tespitim yerini bulabildi:
  • Ülke çapında ölçüm yapmak için uygun bir ortam olmadığından ve ham veriye uygulanan “kalibrasyon” 7 Haziran sonrasında güncellenmeye muhtaç olduğundan tamamen dürüst ve iyi niyetli olarak yapılmış olsa bile hiç bir anketin sonucuna güvenilemeyeceğini;
  •  İngiltere, Kanada, Polonya, Yunanistan, Arjantin, İsrail, Sri Lanka başta olmak üzere son bir yılda dünyada çok sayıda ülkede en güvenilir anketlerin bile genel seçim sonuçlarında büyük oranda yanılmasının bizi de etkileyebilecek olan genel bir fenomene işaret ettiğini;
  • Katılım oranının yükselmesinin AKP’ye yarayacağını

söylemiştim.

Tabii AKP %39, CHP %27, MHP %17, HDP %13 olan son şahsi tahminim o kadar isabetsiz çıktı ki, yukarıdaki teknik öngörülerin fazla bir önemi kalmadı...

Tam olarak ne olduğunu tespit etmek için önce 7 Haziran 2015 seçimleriyle bir karşılaştırma yapalım.

Türkiye genelinde oylar (yurt dışı dahil, milyon adet)
7 Haziran
1 Kasım
Fark
Kayıtlı seçmen
56,61
56,95
0,34
Kullanılan oy
47,51
48,54
1,03
Geçerli oy
46,16
47,84
1,68
Geçersiz oy
1,35
0,70
-0,65
AKP
18,86
23,67
4,81
CHP
11,52
12,11
0,59
MHP
7,52
5,69
-1,83
HDP
6,06
5,14
-0,91
SP+BBP
0,95
0,59
-0,36
Diğer
1,25
0,64
-0,62

Kayıtlı seçmen sayısı 340 bin, kullanılan oy sayısı 1,03 milyon, geçerli oy sayısı ise 1,68 milyon adet artmış.

AKP ve CHP oyları artarken diğer tüm partilerin oyları azalmış. 1,68 milyon ilave yeni geçerli oy ile MHP’deki 1,83 milyon, HDP’deki 910 bin, SP ve BBP’deki 360 bin ve diğer partiler ile bağımsızlardaki 620 binlik oy kaybının oluşturduğu 5,40 milyonluk bir net değişim yapan kitle var. 

Bu kitleden AKP 4,81 milyon, CHP ise 590 bin oyluk bir pay alabilmiş. Yani ilave geçerli oylar ile diğer partilerin oy kaybından gelen kitlenin %89’unu AKP, %11’ini CHP almış.

Bu veriden çıkarabileceğimiz en basit sonuçlar şöyle:
  • Partiler arası geçişkenlik AKP ile MHP, HDP ve küçük partiler arasında yüksek, CHP ile diğer partiler arasında düşüktür;
  • Marjinal (sandığa gitmekte kesin kararlı olmayan ya da zorluklar nedeniyle sandığa gitmekte zorlanan) seçmen içinde AKP oyu daha yüksektir;
  • 2014 yerel seçimleri ve 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde yüksek olan geçersiz oy oranları en fazla AKP’yi etkilemiştir.

Oy sayımı güvenilir mi? AKP’nin yüzde 8 oy artışı bir masa (ya da bilgisayar) başı hileyle mi elde edildi? Bu soruya kesin olarak hayır yanıtını verebiliriz. 

Seçim güvenliğine yönelik çalışan sivil toplum örgütü Oy ve Ötesi partiler arasında tarafsız ancak çok sayıda siyasi partiyle işbirliği içinde 1 Kasım’da 60 binden fazla sandıkta gönüllü gözlemci görevlendirdi. Bunun yanı sıra 200 bin civarında sandıktan toplanan tutanağın her biri birkaç gönüllü tarafından incelendi. Henüz kapsamlı rapor yayınlanmadı, ama YSK tarafından açıklanan sonucun çok büyük ölçüde teyit edildiği anlaşılıyor.

Ben de Pazar günü Istanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde bir okulda okul sorumlusu olarak görev yaptım. Okulumuzda oy verme ve sayım işlemi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildi. Ortalama 370 kayıtlı seçmen olan sandıklarda 7 Haziran’dan 1 Kasım’a geçerli oy sayısının ortalama 310’dan 320’ye, AKP py sayısının da 200’den 250’ye çıktığını gözlemledik. Sandık sonuçlarını tek tek incelediğimizde Türkiye çapında gerçekleşen MHP, HDP ve SP-BBP’den AKP’ye oy kayması olayını kendi çalışma bölgemizde bire bir gözlemledik.

Sandık gözlemciliği tecrübemin bana göre en güzel yanı, partiler arasında tepede görülen zıtlaşmanın tabanda fazla bir karşılığı olmadığını bire bir görmek oldu. Bu seçimde HDP’li üyelerin de sandık kurullarında yer alması benim okulumda herkes tarafından olumlu karşılandı. Sandıkların ezici çoğunluğunda tüm partinin temsilcileri arasında medeni ve uyumlu bir çalışma ortamı sağlandı. Gün boyu sandık tenhalaştığında keyifli sohbetler yapıldı.

7 Haziran’da AKP’den ayrılan seçmen neden AKP’ye geri döndü? AKP kampanyasına bakarsak en önemli fark başkanlık sistemi yerine tek parti iktidarı ile istikrar sağlanabileceğine vurgu yapılmasıydı. Seçmenler başkanlık sistemine değil kendilerini yakından ilgilendiren konulara odaklanılmasını istediler. Bir yandan üç muhalefet partisi arasında koalisyon kurulamaması, bir yandan da PKK’nın eylemlerini tırmandırması seçmeni 7 Haziran’da ortaya çıkan dengeli meclis aritmetiğinen korkuttu. AKP’nin kararlı bir tek parti iktidarına ihtiyaç olduğu söylemi karşılık buldu.

Ekonomik vaadlerin seçmenler tarafından fazla dikkate alınmadığı anlaşılıyor. 7 Haziran’daki kapsamlı vaadleri CHP’ye bir oy artışı getirmedi, AKP’nin 1 Kasım’da benzer vaadlerde bulunması da CHP’den AKP’ye bir seçmen kitlesi cezbetmedi.

MHP’nin ne AKP ile, ne de CHP ve HDP ile birlikte hükümet kurmaya yanaşmaması ciddi şekilde cezalandırıldı. AKP ile MHP arasında kararsız olan kitlenin MHP’nin 13 yıllık bir aradan sonra tekrar yakaladığı iktidara gelme şansını değerlendirmemesinden çok rahatsız olduğu anlaşılıyor.   

Büyük belirsizlikler karşısında seçmenlerin eski düzeni korumaya yatkın partilere dönmesi bu aralar dünyada sıkça görülen bir vaka. İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin sürpriz tek parti iktidarı, Polonya’da “Kanun ve Düzen” Partisi’nin geçen haftaki başarısı, İsrail’de Netanyahu’nun oylarını artırması, Macaristan’ın Tayyip Erdoğan’ı Viktor Orban’ın üst üste kazandığı seçimler ilk akla gelen örnekler. Kanada’da Liberal Parti’nin geçen ayki başarısını bile bu şekilde yorumlamak mümkün, zira Kanada’nın en uzun süre iktidarda kalan ve toplumun ağırlık merkezinde konuşlanmış partisi Liberal Parti.

Tek parti iktidarı Türkiye’nin dertlerine derman olur mu? 7 Haziran öncesinde sorunları çözememiş olan bir ekibin 1 Kasım sonrasında farklı bir performans göstereceğine yönelik bir işaret henüz yok. Hükümet kurulup hükümet programı açıklandıktan sonra bu konuyu daha derinlemesine inceleyeceğiz.


3 comments:

  1. Umarim secmen soylediginiz gibitek parti iktidarini yeglemistir. Benim gozlemim tek adam iktidarini yegledigi seklinde.

    ReplyDelete
  2. Malesef, AKP nin oylarındaki artış, 20% civarında (8% matematiksel fark)

    ReplyDelete
  3. Ekonomik vaatlerin etkisi, aynı vaatleri akp'den koparan halkın aslı varken vekile itibar etmemesi gibi de anlaşılabilir.

    chp'nin bugünkü kadrolarının ülkeyi yönetecek yeterli seviyede olmaması, içlerinde konularında uzman halka ufuk açacak çapta genç, heyecanlı yöneticiler olmaması da oyların artmaması yönünde düşünülebilir. Şöyle düşünelim mhp'den akp'ye geri dönen oylar chp'ye neden gitmedi? Sebep sadece milliyetçi, muhafazakar olmakla açıklanmaya kalkılırsa büyük hata yapılır. Halk her geçen gün bozulan ekonominin yönetimi için yine de akp'ye dönmek zorunda kalmışsa bunun çok iyi irdelenmesi lazım.

    Şurası muhakkak, kızgın ama çaresiz, borçlu, güvenlik endişesi yaşayan en az %8 kitle var. akp vaatleri dolayısı ile 4 yıl avans aldı ancak bıçak sırtında olduklarını görmelerini engellememeli. akp 7 Haziran sonrası "dağılıyor, 5. parti çıkarıyor" dedikodusu ile Bahçeli'nin ihtirasını körükleyerek mükemmel siyasal oyun planı yapmış, terör sayesinde de toplum mimarlığı yapmıştır. Bahçeli çözümsüzlüğün ve kitlenen siyasetten halkı korktuğunu, en başta kendisini cezalandıracağını göremedi. Görseydi bugün durum çok farklı olurdu.

    chp'nin oyunu alamadığı halka yaranmaya çalışmayı bırakıp, gerçekçi olması gerekir. Halkı doğru üslupla eleştirebilmesi, rol model olması gerekir. Daha çok yazılır ama en elzemi chp ve mhp de yenilenmedir, mevcut yapı asla kabul edilemez. Belli bir süre üzerinde koltuklarında çöreklenen ve eskiyen yüzler derhal çekilmelidir. Gerekirse danışman statüsünde abilik yapsınlar ancak işeri gençlere bırakmalılar.

    ReplyDelete