Thursday 21 November 2013

Eğitimde dershaneleri tartışırken daha önemli konuları kaçırmayalım!

Türkiye son bir haftadır dershaneleri tartışıyor. Sosyal medya yıkılıyor. Siyasette de AKP / Erdoğan / Cemaat / Gülen içerikli renkli komplo teorileri paylaşılıyor.

İyi de, buraya odaklanırken daha önemli konuları gözden kaçırmıyor muyuz?

Bu yıl lise giriş sınavları değişti. Öğrenciler 6 dersten sınava giriyor: Türkçe, matematik, fen ve teknoloji - bunlar tamam. Diğer üç ders ise yabancı dil, "Din kültürü ve ahlak bilgisi" ile "inkılap tarihi ve Atatürkçülük".

Yabancı dilin lise giriş sınavına dahil edilmesi neye işaret ediyor meçhul, lise eğitimini genel olarak yabancı dilde vermeye mi yöneliyoruz? Ama daha önemlisi "Din kültürü ve ahlak bilgisi" ile "inkılap tarihi ve Atatürkçülük" derslerinin eklenmiş olması.

Dünya tarihi yok, Türkiye tarihi yok, coğrafya yok, mantık yok, felsefe yok, ekonomi yok, toplum bilimleri yok. Bunun izahı nedir? Çok basit: "Ne kadar dindar bir hükümet olduğumuzu vurgulamak için din dersini lise giriş sınavına koyalım. Dengeli görünmek adına bir de Atatürkçülük ekleyelim."

Giriş sınavları böyle tamamen sübjektif ve 21.yüzyıla insan yetiştirme ile ilgisi olmayan konularla dolarsa zaten dershanelere gerek kalmayacak, çünkü sınavlar ölçme kapasitelerini yitirecek.

Lise giriş sınavlarının odak noktası siyasi sembolizm mi olmalı yoksa en iyi öğrencileri seçmek için azami gayret mi gösterilmeli? Hükümetin tercihi belli: propaganda her zaman kaliteden, işlevsellikten, toplumsal faydadan önce gelmeli.

Artık bu kafayı değiştirme zamanı geldi. Rekabetin had safhada yaşandığı bir dünya ortamında kimsenin çocuklarımızın geleceğini riske atmaya hakkı yok.

No comments:

Post a Comment