Wednesday 13 November 2013

İktidar nezdinde makbul adam olmak

Ülkemizin çok değerli iktisatçılarından Atilla Karaosmanoğlu’nu kaybettik. Başımız sağ olsun, Allah rahmet eylesin. Türkiye’ye ve dünyaya yaptığı hizmetleri şükranla anıyoruz.

Merhumun cenazesinde gördüğüm tablo beni Türk siyaseti hakkında biraz düşünmeye sevk etti. Türkiye’nin son elli yılda İspanya ve Güney Kore gibi ülkelere göre neden geri kaldığını hep tartışırız. Bugünkü tecrübe bu konuda bir tespit yapmama vesile oldu.

Cenazede Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinden kimse yoktu. Adana valisi Hüseyin Avni Coş’a sahip çıkanlar Atilla Karaosmanoğlu’na sahip çıkmamıştı.

Merhumun cenazesindeki tablo aslında yaşamı boyunca karşılaştığı Türkiye gerçeği ile uyumluydu. Türkiye’nin 20.yüzyılda yetiştirdiği en yetkin kalkınma uzmanlarından olan Karaosmanoğlu’na hiç bir demokratik iktidar ekonomide karar verici bir pozisyona getirmemiştir.

Bu neden olabilir? Sanırım temel neden Türk devlet yönetiminin hala ulus devlet değil padişahlık zihniyetiyle yönetilmesi. Karaosmanoğlu hiç bir siyasi lidere biat etmediği ve devlet adamı sorumluluğu içinde ülke için doğru olanı yapmaya çalıştığı için ne yaşamında ne de vefatında hükümetler nezdinde makbul bir kişi olamamıştır. Siyasi erk yetkinliğe lidere sadakatten fazla önem vermediği, seçmen de siyasi erki bu yönde zorlamadığı müddetçe Türkiye dünyanın lider ülkeleri arasında giremez.

Karaosmanoğlu’nun kendisini göreve çağıran Nihat Erim hükümetinde aldığı tavır da bugünkü siyasetçilere ders verecek niteliktedir. “Beyin takımı” adıyla kurulan ve büyük reformlar yapacağını iddia eden bu hükümetin reformu bir yana bırakalım, ülkeye büyük zarar verdiğini görünce Karaosmanoğlu 1971 yılı sonunda başbakan yardımcılığından istifa etmiştir. Hükümetin ortak sorumluluğu ilkesinden hareketle, “başkalarının yaptıkları hatalar beni bağlamaz” demeyip yanlış yolda giden bir hükümete karşı gerekli tavrı koymuştur. Bugün insan hakları ihlalleri konusunda sessiz kalanların ders alması gereken bir örnektir.

Merhum Atilla üstat kalkınma iktisatçısıydı – bu nedenle Türkiye’de yaygın siyasi zihniyetin kalkınma üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili bir tespitin kendisini anmak için en uygun konu olduğunu düşündüm. Allah rahmet eylesin.

No comments:

Post a Comment